PİMİ ÇEKİLMİŞ BİR BOMBANIN ÜZERİNDE

0
1652

Paylaşım Savaşlarında artık eski yöntemler uygulanmıyor.. Ordular karşı karşıya konuşlanıp savaş alanı kurallarına göre birbirini öldürmüyor.. Emperyalist güç Taliban, İŞID, PKK, YPG neresi hedefse gerekli bölgesel orduyu oluşturup işine bakıyor. Bir ülkenin belli bir bölgesi boşaltılacaksa paralı askerler en modern silahlarla orada.. Nerede denize bir koridor açılacak nereye bir kukla devlet kondurulacak, nerenin doğal gazı, petrolü, uranyumu paylaşılacaksa paralı askerler ‘islamcı terörist’ ya da ‘Kürt ırkçısı’ olarak sahnede..Çete, Petrol coğrafyasında bir Kürdistan kukla devleti için 100 yıldır uğraşıyorlar .. İşte sonuna geldiler. Kendi icatları bilgisayar oyunlarını hayata geçirdiler. Bir ‘iyi’ (Kürt silahlı hareketleri – PKK- YPG) ve bir ‘kötü’ karakterle (Sözüm ona İslami silahlı hareketler: Işid- Nusra- ÖSO vs) Suriye kuzeyi Irak’ın kuzeyindeki kukla devletin ‘acentesi’ oluyor ve petrol sevkiyatının merkezlerinden Doğu Akdeniz’e yelken açıyor…

Hedef bölgede önce 5 farklı nokta kana boyandı.. Kobani şovu bir tanesiydi.. Türkiye’nin delik deşik edilmiş sınırlarında, paralı askerler, etnik ya da mezhepçi maskeli teröristler, kan tacirleri, Amerikan derin devletinin halkla ilişkilercisi Anjelina Joli, kan diplomatları ve benzerleri fink attı..atıyor Şimdi kan rengi 5 bölgenin birleştirilme zamanı…

Tüm bunlar olurken: Türkiye aynı sınırlarımız gibi delik deşik.. Artık hiçbir alanda yasa yok. Sınır kontrolü Kara Kuvvetlerinden alındı. Sahil Güvenlik denizleri kontrol edemiyor. Türk Silahlı Kuvvetlerine hiçbir ödenek verilmiyor.. Savunma Sanayi fonunu ak sarayda oturanlar kontrol ediyor.. Ak saray, Sendikal yasaları da ihale şartlarını da kaosa göre ayarladı. İşine geldiği gibi mayınlarla oynayacak Herkes kafasına göre takılacak….

İlaçtan gübreye ülkeye her şey kaçak yoldan girmeye başladı. Fabrikalar durdu duracak.. 430 milyar dolar dış borcu olan bir ülke.. Ekonomi inşaat ve emlak rantı ile döndürülüyor.. Bankalar ve medya baş rolde. Bir araştırma şirketi açıkladı: Bakanlar Kurulu kararlarının yüzde 56’sı inşaat ve emlak konularında! Kaos iktidarda yani. Ve hiçbir şekilde sarayını bırakamayacak bir “başkan”, elindeki tüm kozları oynayarak, kendi aleyhine olabilecek her adımı mayınlamak üzere istim üzerinde. Küresel çete yeni bir iktidar peşinde.. Derviş ve TUSİAD’ı takip edin.. Sözüm ona ‘Muhalefet’in ensesinde.. Yani büyük güç kavgası son dönemecinde..Küresel çetenin pay kavgası da zirvede.. ABD ve Avrupa şirketleri gırtlaklaşıyor.. Mısır aniden Suudilerle doğal gaz için işbirliği yapıyor.. Rusya Batıyla gerilen bir ipin üzerinde duruyor. 20 Ağustos’ta Barzani Irak’dan ayrılmayı planlıyor!.. Bölge pimi çekilmiş bir bombanın üzerinde…
Böylesi tehlikeli bir dönemeçte Türkiye’de 1950’lerde BİTİRİLMİŞ olan muhalefet için Attila İlhan, “Sistem 1950’lerde yeni palazlanmakta olan İŞÇİ MUHALEFETİ’ni ‘soğuk savaş’ bahanesiyle toz duman etmişti” derdi..
“Sıkıyönetimli dönemlerde sendikaları fesat yuvası ilan eden, işçi muhalefetini darmadağın edenler İsmet Paşa ile Menderes, Sunay ile Demirel, Ecevit, Türkeş ve Erbakan ; Evren ile Özal ve şürekâsı değil miydi?! Daha da kötüsü, faşizan sabıkalı geçmişlerine rağmen, fırsat bulunca, bunların bazıları ‘sosyal demokratlığa’ bazıları ‘solculuğa’ soyunma yüzsüzlüğü göstermedi mi?!”
Attila ağabey, ANA MUHALEFET olması gereken İŞÇİ MUHALEFETİ’nin yerine oturanları şöyle özetlemişti ki bugün bize yol gösteren satırlardır:
“Gerçekte iktidara karşı ‘muhalefet’ değil, REJİME KARŞI ‘DÜŞMAN’ olanlar ortaya çıkar. Niyetleri ‘iktidar’dan çok ‘HAKİMİYET’ olan etnik ve irticai muhaliflerdir bunlar! “Türkiye’de ‘Cumhuriyet’in ANA MUHALEFETİ olması gereken İŞÇİ MUHALEFETİ yok edilmekte; onun yerini almaya çalışan, ‘etnik’ ve ‘irticai’ karşıtlığa, AYRICALIK talebinde bulunulmaktadır! Ülkemize has bir diğer gariplik ise; bu ‘AYRICALIK’ talebine ‘ilerici’ ve ‘solcu’ geçinen şaşkınlar arka çıkıyor, hem de ‘demokrasi’ ve ‘insan hakları’ kalkanına’ sığınarak!…

9 Eylül 1998’de yazdığı bir yazıdan alıntıdır bu satırlar ve birebir günümüzle örtüşmektedir.. Yaşadığımız dramın süresi hayli uzundur.. satırları şöyle bitiyor:

“Bu dramın yaratıcıları, günümüzde bundan en çok yakınan, o ‘Soğuk Savaş’ politikacılarıdır!”

İŞÇİ MUHALEFETİ SAHNEDE YERİNİ ALMADIKÇA BU DRAMA ÇÖZÜM BULMAK OLDUKÇA GÜÇ OLACAKTIR..

Banu AVAR

20 Haziran 2015

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz