Sahte muhalefetin şifresi: 'İnsan hakları, özgürlük ve demokrasi'! / Banu AVAR

0
1558
Şifreli bir dil var ortada.. Ve şifreli bir örgütlenme… Küresel ‘şifrecilerin’ en gözde şifresi ‘İNSAN HAKLARI’‘Özgürlük’ ve ‘Demokrasi’! ‘İnsan Hakları’ tüm işgallerin, kanlı operasyonların, darbe ve müdahalelerin bahanesi! Gerçek muhalefeti baskılayan sahte bir muhalefetin de simgesi… Türkiye’de ‘insan hakları’ mottolu ‘demokrasi hareketi’ için 90’da düğmeye basılmıştır.O tarih itibariyle TBMM içinde, ‘İnsan Hakları’ adı alan onlarca komisyon ve kurul oluşturulmuştur. Meslek örgütlenmesinin bitirilmesi için harekete o zaman geçilmiş, sendika ve odaların yerini, İnsan haklarıcı ‘sivil örgütlerin’ alması için işe başlanmıştır. Üniversitelerde yuvalanmış yerel akıl hocaları önderliğinde, medya ve ‘Sivil’ toplum örgütleri, Türkiye’yi daha hızlı şekillendirecek , onların deyişiyle ‘çağa uyduracaktır’…Bunun için kamuoyunu yönlendirmek şarttır.. Ve bu hizmeti verenler, karşılığında bol ödül, şan şöhret koltuk ve dolgun fonlarla mükafatlandırılacaklardır.. Üniversite ve medyadan yayılan rüzgar, 20 yıl gibi kısa bir zamanda, bir tarafta ‘solcu’, bir tarafta ‘Türkçü’, bir tarafta da ‘islamcı’ insan hakları aktivistlerini yeşertmiştir. Tabii ki ne ‘sol’ soldur ne ‘islamcı’ Müslüman… Ne de ‘Türkçüyüz’ deyip,‘Türk Dünyası’ndan bahsedenler Türkçü! . Gerçek olanın yerine sahte olanlar devreye sokulunca, gerçek muhalefet soluksuz kalacaktır. Amaçlanan da budur. Türkiye’de 90’lardan beri hızlanarak yayılan ‘insan hakları’ muhipleri, 2001’de bir yasayav kavuşmuşlardır. ‘İnsan Hakları Başkanlığı’ için çıkarılan özel yasadan sonra, AB yüksek temsilcileri, İsveç’in ‘kürtçüleri’, Almanya’nın anarko, ABD’nin ‘ılımlı’ islamistleri, alevi cemaatlerini kanatları altına almaya çalışan İngiliz istihbarat yetkilileri, hak ve ‘demokrasi’ çalışmalarını konfor içinde çalışacaklardır. 2000’lerde Türkiye, İnsan hakları örgütleri cenneti oldu… Başbakanlığa bağlı İnsan Hakları Başkanlığı sitesinde adı geçen İnsan hakları derneklerinin sayısı 30’a vardı.. Edirne Romanlar Derneği, Helsinki Yurttaşlar Derneği, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı, Liberal Düşünce Topluluğu, Mülteci Platformu, Türk Demokrasi Vakfı, Uçan Süpürge ve Mazlum-Der bunlardan bazıları. Ortak özellikleri Avrupa Birliği fonlarından yararlanmalarıdır. Bazıları ‘çağdaşlık’ bazıları ‘din’ üzerinden ‘enternasyonalizmi’ savunurlar.. İnsan haklarıcı bu dernekler, ulus devlete karşı, ‘etnik’ grupların haklarını savunma yarışındadırlar. Bağlı oldukları ‘ağ’ küreseldir. İnsan hakları, Çocuk hakları, kadın hakları, gay hakları, evsizlerin hakları, Kürtlerin hakları gibi talepleri dillendirirler. Bunlar toplumları, kendi habis hedefleri doğrultusunda ‘bölen’ küresel odakların talepleridir. AB fonları ve hibeleriyle gelişip büyüyen İslamcı İnsan haklarıcılar, hristiyan batının azılı istihbaratçılarıyla elele Filistin konusunu gündeme taşırlar. Böylece sempati avcılığı yaparken aslında İsrail’in hedefleri doğrultusunda adımlar atarlar. AB fonlarıyla büyüyüp serpilen ‘sol’cu İnsan haklarıcılar emperyalist odakların uç beyleriyle işbirliği yaparlar. Küresel ağ hedefine sivil ağlarla gider. Önce yerel sonra bölgesel ve nihayet ‘global’ ağlar örerler ve ördükleri ağa takılıp çırpınan insanları heder ederler. … Hedeflenen budur. Kimisi bilerek kimisi bilmeden bu oyuna aktör olur. Türkiye’de Başbakanlığa bağlı İnsan Hakları Başkanlığı kurulup sivil toplumla elele ‘uyum yasaları’ çerçevesinde dansederken, 2008 ‘de kurulan Akdeniz Diyaloğu, Akdeniz Ombudsmanlar Örgütü gibi onlarca küresel ağa bağlanmıştır. Bu oluşumlar, Akdeniz bölgesinde kendi ifadeleriyle ‘demokrasi ve insan haklarına adanmış kurum ve örgütlerin uluslar arası işbirliği için çalışacak’lardır. Herhalde o nedenle Akdeniz böylesine huzur(!), barış (!), demokrasi (!) ve insan haklarıyla (!) çepeçevredir! İçerde İnsan hakları değneğini ellerinde tutanlar, rahatça etnik ve dini bölücülük yaparken, dışarıda küresel sermaye el koymak istediği ülkelere ‘insan hakları ihlali’ gerekçesini kullanmaktadır. Buna uygun yasalar çıkarılır Koruma Yasası (Responsability to Protect) en iyi örnektir. Bir ülkede bir etnik ya da dini grup, ‘uluslar arası camia’ yani küresel çeteye bizi kurtar!’ derse bu yasa gereği o ülkeye müdahale edilir. Örnek Libya şimdi de Suriye’dir. Hem ‘sisteme’ karşılar, hem ‘sistemle’ iç içe! O aşamaya gelene kadar ülkelerin içinde uygun atmosfer hazırlanır. ‘Zulme uğrayanların derneği’, Kürt Konferansı düzenler, ‘açılım’ı öğütler, dernek başkanı bir yazısında bu konferansta başarılarını şöyle özetler: ‘O güne kadar cumhuriyetin “tek dil, tek millet” projesine karşı…. “ümmetçilik”i savunan İslami camia, ilk kez, adıyla, sanıyla bir sorunu konuşmuştur’ der. Başka ‘başarılar’ da vardır: ‘Daha üç sene önce derneğin Diyarbakır şubesince yürütülen, “ilköğretim okullarında okutulan ‘andımız’ kaldırılsın” kampanyası nedeniyle, yöneticilerimiz hakkında suç duyuruları yapılırken, bugün bakanlar düzeyinde konunun ele alınıyor olması da öncü rolümüzün sonuç almada ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.’ (!) TESEV, Açık Toplum Vakfı, ARI hareketi, Türk Demokrasi Vakfı gibi STK’ların ve arkalarındaki güç odaklarının hedefi de bu değil midir? Türkiye ekonomi ve Sosyal Etüdler Vakfı’nın Kurucular beyanında ‘Batı toplumlarındaki gibi siyasi partilerin yanı sıra sivil toplum örgütleri çözüm seçeneklerinin belirlenmesi ve bunların kamuoyuna maledilmesi için’ çalışmaktan sözediliyor. Bu kurumlar BOP çerçevesinde sahte muhalefet örgütlemek ve kamuoyu oluşturmak için üstün gayretler göstermektedirler. Sponsorları CFR, Bilderberg, Trileteral gibi üst düzey küresel örgütlere bağlı düşünce kuruluşları ve ‘demokrasi projesi’ yürütücüleridir. Bunları bilmemek ayıp değildir ama ısrarla görmezden gelmek ayıp ötesidir. Herkes yanında yeraldığı grupların batılı proje sahipleriyle para pul ilişkilerini , örgüt bağlarını ve amaçlarını iyi incelemelidir. Hem ‘sistem’e karşı olup, hem de ‘sistem’ içi odaklarla iç içe olursanız adınız başka türlü anılır.

Önceki İçerikKorkmaya Devam Edin! Çünkü 'ATATÜRK Biziz!' / Banu AVAR
Sonraki İçerikKraliçeye Biat Etmek!
2009’da Avrasya TV'de DÜNYA DÜZENİ adlı haber programını yaptı. 2004-2008 arasında TRT'de ‘SINIRLAR ARASINDA’ Haber Belgesel Programının yapımcısıydı. Londra City University televizyon bölümünde yüksek lisans yapan ve BBC TV Belgesel kurslarını bitiren Banu Avar BBC Türkçe bölümünde yapımcı ve sunucu olarak çalışmış, TRT’nin Londra muhabirliğini üstlenmiş; Günaydın, Vatan, Dünya, Politika gibi gazetelerde muhabir olarak çalışmış ve birçok dizi yazıya imza atmıştır. TRT 1 ve TRT 2’de yapımcılığını, yönetmenliğini ve sunuculuğunu üstlendiği "Mozaik" ve "Kaleideskop" programları yayınlanmıştır. "32. Gün" programının ilk yıllarında programın Londra muhabirliğini yapmış ve Kıbrıs, Demirkırat gibi belgesellerde yapımcı, araştırmacı olarak görev almıştır. BEN SEZAR (‘I, Ceasar’), KIRIM SAVAŞI (‘Crimean War’), BÜYÜK OYUN ‘The Great Game’ ve TRUVA ‘Troy’ gibi BBC ve Discovery Channel belgesellerinin künyesinde Türkiye prodüktörü olarak yer almıştır. 1999’da TV8’in belgesel bölümünü kurmuş, 2004’e kadar 30’dan fazla belgesele imza atmıştır. 2004 yılında -Attila İlhan ve Erol Manisalı ile birlikte- işine son verilmiştir. Denizciler, Bir Zamanlar Kıbrıs’da, Artık BİZ DE varız!, Devlerin Savaş Alanı Afganistan, Türkiye Sevdalıları gibi belgesellerden OHRİ, GÜZEL OHRİ Makedonca’ya çevrilmiş ve Makedon Ulusal TV Kanalında bir çok kez gösterime girmiştir; Rıza oğlu Haydar ALİYEV belgeseli ise Azerbaycan Devlet Kanalında defalarca yayınlanmıştır. 2004 yılında yapımına başladığı; Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu, Orta Asya, Çin, Hindistan, Güney Amerika ve Avrupa’dan dosyalarla 82 ülkeden konuların yer aldığı Sınırlar Arasında belgeseli 2008 mayıs ayında ABD, İsrail, Gürcistan, İsveç Büyükelçilerinin şikayetleri sonucu yayından kaldırıldı.. Bu gerekçe TRT üst yönetimi tarafından beyan edilmiştir! Avar daha sonra, 2009 Şubat - Haziran arasında AVRASYA TV (ART)'de "DÜNYA DÜZENİ" adlı haber programını yaptı. Banu Avar, 2004-2008 yılları arasında 40'dan fazla kurumdan çeşitli ödüller ve plaketler almıştır. 8 kitabı bulunmaktadır: Sınırlar Arasında (2006) Avrasyalı Olmak (2007) Hangi Avrupa (2007) ‘Böl ve Yut!’ (2008) Hangi Dünya Düzeni (2009) Kaçın Demokrasi Geliyor (2010) Gün O Gündür (2012) Zemberek (2016)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz